
ÖZEL EGEDE SALON DERSİ
Özel Ege Lisesi Kurucu Temsilcisi Yansı Eraslan’ın lise öğrencileri ile yaptığı salon dersinde küresel jeopolitik, ekonomik ve sosyolojik gelişmeler ele alındı. Küresel politik gündemlerin yanı sıra ulusal gelişmelerin de tartışıldığı derste lise öğrencilerinin küresel meseleler hakkındaki vizyoner soruları ve yorumları ders içeriğine katkı sağladı.
“Dünya Büyük Bir Değişimin Eşiğinde”
Salon dersi, Yansı Eraslan’ın global ve yerel meseleleri kapsayıcı şekilde yorumlaması ve güncel eko politiği özetlemesiyle başladı. Dünyanın büyük bir değişim sürecinde olduğunu vurgulayan Eraslan, Türkiye’nin olası yeni güç dengeleri ve değişen yeni paradigmalar karşısında global ve yerel iş birlikleriyle muazzam bir çalışma içerisinde olduğunu, dünyadaki değişikliklere karşı devlet olarak da bir hazırlık ve teyakkuz halinde olduğumuzu belirtti. Türkiye iç siyasetindeki ezber bozan çıkışların ve hamlelerin de bu yeni paradigma çerçevesinde belirli bir strateji dahilinde yapıldığını belirten Eraslan, böylesi değişim süreçlerinde ulusal bütünlük, yerel tahkimat ve yekpare duruşun önemine atıfta bulundu. Dünyadaki değişim süreçlerinin periyodik olduğunu ve tarihsel açıdan önceki büyük değişim dönemlerinde gerek Osmanlı gerekse Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş evrelerinde, dönemin zorlu şartlarının da etkisiyle bazı fırsatların kaçırıldığını belirtti. I. Dünya Savaşı sonrası dünya düzeninin oluşturulmasına yönelik yayımlanan “Wilson Prensipleri” ile birçok ülkenin sınırlarının değiştiğini, belirten Eraslan, her türlü zorlu şarta ve olanaksızlığa rağmen Gazi Mustafa Kemal öncülüğündeki büyük direnişin tarihe geçtiğini belirtti. Dünyanın teknolojik, ekonomik, siyasi ve jeopolitik açıdan içinde bulunduğu yeni değişim süreci için devlet olarak daha hazırlıklı olduğumuzu güçlü duruşla bu dönemi iç cepheyi tahkim ederek, dış cephede ise diplomatik ve askeri gücümüzle aşabileceğimizi belirtti.
“ABD’de Dış Politikada Öfke, Almanya ve Avrupa’da ise Çaresizlik Hâkim”
Ders kapsamında, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık seçimleri neticesinde 47. ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın göreve gelmesinin ardından Amerikan siyasetinde biriken Evanjelistlerin öfkesinin politikalara, özellikle dış politikaya yansıması tartışıldı. Yansı Eraslan konuya ilişkin değerlendirmesinde Amerika dış politikasının son dönemde oldukça agresifleştiğini belirterek Panama Kanalı, Grönland, Kanada gibi oldukça yüksek perdeden konularla saldırgan bir tutum benimsendiğini belirtti. Diğer yandan Avrupa’nın güç kaybettiğini ve lider eksikliği yaşadığını belirten Eraslan, NATO çatısının Avrupa’nın yaşamakta olduğu siyasi krizler neticesinde sorgulandığını belirtti. Ukrayna Savaşı ve küresel jeopolitik risklerin öngörülemez artışıyla Avrupa’nın güvenlik algısının değiştiğini ve Almanya gibi başat ülkelerin dahi çok yüksek maliyetlerin altına girme pahasına savunma bütçesini artırmak zorunda olduğuna dikkat çekti.
“Borçluluk Küresel Bir Sorun, Türkiye Görece Olarak Güçlü”
Öğrencilerden gelen soru Türkiye’nin hali hazırdaki ekonomik durumu ve borç rasyolarının yeni güç dengelerinin oluştuğu bu dönemde bir negatif unsur olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği hakkındaydı. Yansı Eraslan Türkiye’nin borçluluk oranının özellikle de kamu borcunun pek çok batı ülkesinden daha düşük olduğunu ve Net Dış Borç Stoğu/Millî Gelir oranının %22 mertebesinde olduğunu, bu anlamda ekonomik stabilitenin de sağlam olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra özellikle kıta Avrupa’sının borçluluk rasyolarının oldukça kötü olduğunu belirten Eraslan, güvenlik kaygıları nedeniyle Avrupa’nın askeri harcama yükümlülüklerinin artmasına karşılık Türkiye’nin yapısal olarak böyle bir sorunu bulunmadığını güçlü bir ordusunun olduğunu belirtti. Küresel borcun 318 trilyon dolar civarında olduğunu belirten Eraslan, bu miktardaki borcun teorik olarak dünya nüfusunun tamamının borcu olduğunu, ödenebilir bir miktar olmadığını belirtti. Böylesi devasa bir borcun faizinin dahi pek çok ülkenin GSYH’sinden fazla olacağını da sözlerine ekledi. Borcun gelirle kıyaslanarak ele alınması gerektiğini belirten Eraslan, 1,3 trilyon dolar seviyesindeki GSYH ile Türkiye’nin ekonomik açıdan güçlü bir konumda bulunduğunu ve bunu 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük felaketin oluşturduğu 100 milyar doları aşan maliyete rağmen başarabildiğini söyledi. Global açıdan tek değil çoklu sorun evresinde olduğumuzu belirten Yansı Eraslan, ekonominin küresel boyuttaki en büyük tehditlerden biri olduğunun yadsınamayacağını belirtti.
Almanya’nın Avrupa’nın en önde gelen ekonomisi olmasına rağmen ciddi bir borçluluk sorunu yaşadığına da değinen Eraslan, Almanya ekonomisinin geçmişten gelen sıkı para politikası kriterinin de zamanla aşındığını, fiyat istikrarını, kamu finansmanının sağlamlığını ve sürdürülebilirliğini, döviz kuru istikrarını ve uzun vadeli faiz oranlarını değerlendirmek için geliştirilen makroekonomik referans bütünü olarak tanımlanan “Maastricht Kriterleri” açısından özelde Almanya’nın, genelde Avrupa’nın bir hayli sıkıntılı durumda olduğunu belirtti. Ayrıca Merkel dönemindeki stratejik hatalı tercihlere ek olarak Rusya’ya aşırı derecede bağımlı kalınmasının Almanya’nın bugünkü sorunlarını ortaya çıkardığını sözlerine ekledi.
“Çin İngiltere’den Bağımsız Olarak Ele Alınamaz”
Öğrencilerin Çin Halk Cumhuriyeti’nin jeopolitik ve ekonomik gücü ve Suriye’den Afrika’ya genişleyen etkisi hakkındaki sorusu üzerine görüşlerini açıklayan Eraslan, Çin’in “City of London” merkezli yani Londra’nın elit ve seçkin kesiminin ekonomik gücünün etkisinde ve yönlendiriciliğinde bir ülke olduğunu belirtti. Çin’in son 50 yıldaki ekonomik büyümesindeki ve siyasi periferinin genişlemesindeki etkinin de bu yapıya bağlı olduğunu dile getirdi. Bu bağlamda Çin’in Londra merkezli para piyasaları etkisinden bağımsız olarak ele alınamayacağını belirten Eraslan, Çin stratejisinin diplomasi ve ekonomi alanlarıyla etki alanını genişletmek üzerine kurulduğunu, bu anlamda Amerikan dış politikasından ayrı olarak Çin’in “Sert Güç (Hard Power)” ile değil para ve diplomatik güç ile hareket ederek Orta Doğu’da etkin olmayı amaçladığını belirtti. Türkiye-Çin ilişkilerine de değinen Eraslan, Çin’in Orta Doğu ve Afrika’daki etkisinin Türkiye’nin gücüne bağlı ve muhtaç olduğunu dile getirdi. Bu anlamda Çin’in devlet çıkarları açısından diplomasi yürütülebilecek ve partner ülke olarak nitelendirilebilecek özellikleri olduğunun altını çizen Eraslan, Çin’in bağlı olduğu üst yapının ve Londra etkisinin dikkatle incelemeye değer olduğunu ve bu etkiden bağımsız bir strateji belirlenemeyeceğini vurguladı.
Dersin son bölümünde Türkiye Cumhuriyeti’nin artan jeopolitik etkisine değinen Yansı Eraslan, gençlere Osmanlı ve Cumhuriyet tarihini iyi okumalarını, dünyadaki meselelere makro bir perspektiften bakmalarını, yerel siyasi çekişmelerin illüzyonuna kapılmadan devleti önceleyen bir yaklaşımla olayları analiz etmelerini ve Türkiye’nin tüm bölgelerini, insani nosyonlarını ve demografik yapısını iyi tanımalarını tavsiye etti. Öğrencilere yabancı kaynakları ve uluslararası medyayı mutlaka okumalarını ve küresel meseleleri farklı boyutlarıyla analiz etmelerini öneren Eraslan, yerel çekişmelere kapılıp tarihi değerlerine uzak kalmamalarını ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne devletin kurucularına ve ileri gelenlerine saygı duymalarını söyledi.
ÖZEL EGE LİSESİ SALON DERSİ
Salon dersi, Özel Ege Lisesi öğrencilerinin global sorunlara lise döneminden itibaren âşina olmalarını ve dünya meseleleri üzerine derinlemesine düşünmelerini amaçlamaktadır. Farklı ülkelerin siyasi yapıları, kamu politikaları, siyasi, ekonomik ve sosyal zorlukları karşılaştırmalı bir yaklaşımla incelenmekte; güç ve otorite, meşruiyet, demokratikleşme, istikrar, iç ve dış dinamikler, göç gibi konular ele alınırken öğrencilerin veri ve metin analizi yoluyla mukayeseli siyasi analiz becerileri kazanmaları, küresel ve siyasi sistemler arasındaki benzerlik ve farklılıkları derinlemesine anlamaları hedeflenmektedir.
Öğrencilerin katkılarıyla ve sorularıyla derinleşen, kapsamlı bir değerlendirme ve tartışma ortamı oluşturan Salon Dersi aynı zamanda Özel Ege Lisesinin “Bilim ve Liderlik Okulu” vizyonuna katkı sunmaktadır. Ders içeriğine ek olarak öğrencilerin yabancı dil yeterliliği, sosyal ve siyasal konulardaki hâkimiyetiyle Harvard, Princeton ve Yale Üniversitesi gibi tanınmış merkezlerde düzenlenen Model Birleşmiş Milletler Konferansı ve Global Genç Liderler Konferansı gibi büyük organizasyonlara katılmaları ve tecrübe edinmeleri sayesinde entelektüel kapasitelerini ilerletmeleri amaçlanmaktadır.
Öğrenciler henüz lise düzeyinde eğitim görürlerken akademik seviyede küresel yönetişim, diplomasi, barış ve güvenlik, insan hakları, ekonomi ve uluslararası siyaset alanlarındaki bilgilerini artırırken sorularıyla ve katılımlarıyla tartışmanın boyutunu değiştirmektedir. Bunun sonucu olarak gençlerimiz iletişim, karar verme, hedef belirleme, müzakere gibi liderlik yeteneklerinin gelişmesine fırsat sunan bir içerikle yetişmektedir.